#STEM İle Geleceğin Eğitimine Yolculuk

Yazan: Kemal ERSAY

Karabük Bilim ve Sanat Merkezi Sınıf Öğretmeni

Bilim(science), teknoloji (technology), mühendislik ( engineering) ve matematik (mathematics) kavramlarının ilk harfleri ile oluşmuş olan STEM, özellikle son yıllarda tüm okullardaki en etkili ve verimli eğitim şekli haline gelmiş durumdadır.

Bilimle kalan, sorgulama temelli yaklaşımı temel alan, işbirlikçi öğrenme stillerine uyum sağlayan ve günlük yaşamdaki problemlere farklı çözüm yolları arayışlarını teşvik eden toplumlar 21.yüzyılda çok daha ileri seviyelere yükselecek ve toplumlarındaki bireylerin mutluluklarını da artırmış olacaklar.

Dünya devletlerinin birçoğu kendilerine büyük (sanayi ve teknolojik alanında)hedefler koyarak çıtayı sürekli yükseltmektedirler. İşte bu rekabetçi dünya düzenine ayak uydurabilmek için eğitimi 21.yüzyılın ve daha sonraki geleceğin ihtiyaç ve hedeflerine uygun şekilde dönüştürmek artık bir zorunluluk haline gelmiştir. İşte tüm bu nedenlerden dolayı günümüzde bireylerin 21.yüzyılın becerileri olarak adlandırılan : işbirlikçi öğrenme, eleştirel düşünme , problemlere farklı bakış açıları geliştirebilme, takım ruhu içinde çalışabilme gibi birtakım becerilere sahip olması gerekmektedir. Eğitim programları kapsamında bulunan müfredatların da yeniden yapılandırılması kaçınılmaz olmuştur.

Yukarıdaki tabloda Avrupa ülkelerinin 2015 yılı PİSA sınavı matematik ortalamalarının yüzde olarak değişimi verilmiştir.

Tabii ki tek ölçütümüz PİSA sınavlarında alınan puanlar olamaz. Ancak yaparak-yaşayarak STEM ekseninde ne kadar eğitim faaliyetleri yapabilirsek çocuklarımızın günlük yaşamda karşılaşacakları problemleri çözme becerilerini de aynı oranda artırmış oluruz. İşte bunu sağlamanın en harika yolu da STEM’i merkeze alan bir eğitim planı hazırlamaktır.

2001 sonrası hızla yayılmaya ve kullanılmaya başlanan STEM eğitimi anlayışı tüm dünyada bir model olarak ilgi odağı olmuştur. Bunun nedeni de aslında hem Bilim,Teknoloji,Mühendislik ve Matematik alanlarının tümünü disiplinler arası bir anlayışla ifade etmesi hem de günlük yaşam ile ilişkilendirerek öğretilebilmesi olsa gerek…

2030 yılında OECD ve G20 ülkeleri arasında beklenen STEM mezunlarının oranı.

Yukarıdaki tablo 10 yıl sonrasını sadece tahmin ediyor elbette. Ancak verilere dayalı güçlü bir tahmin bu. Bizler ülke olarak STEM Eğitimini kültür yapımıza uyarlayarak , farklı disiplinleri (özellikle fen bilimleri, matematik, mühendislik vb.) bir araya getirip ders ve etkinliklerimizin kazanımlarını öğrencilerimizin en üst seviyede kavramasını sağlamalıyız. Okul öncesinden ilkokula, ortaokuldan liseye ve Bilim ve Sanat Merkezlerine kadar tüm müfredat konularının gerektirdiği etkinlikleri yaparak-yaşayarak ve öğrenci merkezli STEM anlayışına uygun yapılandırırsak eğitimde çok daha iyi noktalara geleceğimize inanıyorum. Bu şekilde hem Milli Eğitim Bakanlığımızın 2023 Eğitim Vizyonu Stratejisine ait hedefleri yakalamış oluruz hem de Atatürk’ün bize adeta vasiyet ettiği muasır medeniyet çizgisine ulaşma anlamında büyük mesafe alırız…

Gelecek STEM ile gelecek…..

Bir cevap yazın