Bu içerik en son 22 Temmuz 2025’te güncellenmiştir
Eğitim tutkusu, bir öğrenciyi nasıl dünya çapında bir bilim insanına dönüştürebilir?
Bu blog, eğitimcileri yapay zekâ destekli öğrenme çözümleriyle güçlendiren küresel eğitim teknolojisi markası Twin Science tarafından sunulmuştur.
Dr. Canan Dağdeviren’in ilham veren bilim yolculuğu, yalnızca genç kızlar için değil, her öğrenci için bilimin dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor. Eğitimde Yapay Zekâ, STEM ve uygulamalı öğrenme yaklaşımlarının sınıf ortamında nasıl etkili biçimde kullanılabileceğini görmek isteyen öğretmenler için Dağdeviren’in öyküsü ilham verici bir başlangıç olabilir.
Peki siz sınıfınıza uygulamalı STEM ve yapay zekâ çözümleri entegre etmek ister misiniz? Bugün öğrenmeye aç zihinlere ilham verecek öğretmen destekli yapay zekâ çözümlerini keşfedin.
Canan Dağdeviren Kimdir?
Merak ve azim, onu hangi zirvelere taşıdı?
1985 yılında İstanbul’da doğan Dağdeviren, Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı oldu. Aynı zamanda, icatları sayesinde Forbes’un “30 Yaş Altı Bilim İnsanı” listesine ve MIT Technology Review’un “35 Yaş Altı Mucitler” listesine adını yazdırdı.
Bu etkileyici başarı öyküsünün temelleri Kocaeli’de atıldı. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamlayan Dağdeviren, okuduğu iki kitap sayesinde fizik alanına yönelme kararı aldı. Bunlardan biri, babasının ona hediye ettiği kimyager ve fizikçi Marie Curie hakkında bir kitap; diğeri ise Türkiye’nin önde gelen teorik fizikçilerinden Prof. Erdal İnönü’nün bizzat verdiği “Anılar ve Düşünceler” adlı eserdi.
Çevresindeki pek çok kişi bir kadının fizikçi olamayacağına inansa da, annesi hariç, Canan Dağdeviren seçtiği yoldan vazgeçmedi.
Eğitimin Ona Sağladığı Altyapı Ne Oldu?
Türkiye’de aldığı eğitim, küresel başarıya nasıl zemin hazırladı?
2007’de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Ardından 2009’da Sabancı Üniversitesi’nde Malzeme Bilimi ve Mühendisliği yüksek lisansını tamamladı. Dağdeviren, eğitim teknolojileri ve bilim alanlarında geliştirdiği yeniliklerin temelinde Türkiye’de aldığı bu güçlü teorik eğitimin yattığını söylüyor. Özellikle Hacettepe ve Sabancı üniversitelerinde katı hâl fiziği alanında derinleşerek, gelecekteki buluşlarının bilimsel altyapısını burada inşa etti.
Hangi Buluşları Eğitim ve Sağlık Alanında Devrim Yarattı?
İcatları hangi insan ihtiyaçlarına çözüm sundu?
Dağdeviren’in çalışmaları özellikle medikal teknoloji alanında büyük yankı uyandırdı. Geliştirdiği cihazlardan biri, on saniyeden kısa sürede ciltteki deformasyonları tespit edebilen, sensörlü ve insan tenine dövme gibi yapışabilen taşınabilir bir tanı aracı. Bu cihaz, cilt kanseri gibi hastalıkların erken teşhisinde devrim niteliğinde. Bu fikrin kaynağı ise oldukça kişisel: annesi bir gün ona “Yüz kremlerinin işe yarayıp yaramadığını gösterecek bir cihaz yapabilir misin?” diye sorduğunda, Dağdeviren bu fikri teknolojiye dönüştürdü. Bu da uygulamalı öğrenmenin yalnızca sınıflarda değil, yaşamın her alanında etkili olabileceğini gösteriyor.
Kalp Pili Enerjisini Nereden Almalı?
Kendi enerjisini üreten bir kalp pili nasıl çalışır?
Bugün kullanılan kalp pilleri genellikle 5–7 yıl içinde değiştirilmeye ihtiyaç duyar ve bu işlem cerrahi müdahale gerektirir. Ancak Dağdeviren’in geliştirdiği esnek ve giyilebilir kalp pili, doğrudan kalp, akciğer ve diyaframdan aldığı mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek kendi gücünü üretir. Bu cihaz, sadece tıp dünyasında değil, mühendislik temelli uygulamalar için de ilham verici bir örnektir.
Bu buluşun ardında yatan kişisel motivasyon da dikkat çekici: Dedesinin 28 yaşında kalp yetmezliğinden vefat ettiğini öğrenen Dağdeviren, aynı yaşa gelmeden önce bu alanda faydalı bir icat geliştirme sözü vermişti. Bu kalp pili, onun bu sözünü yerine getirmesinin bir simgesi.
Dağdeviren’in Parkinson Hastaları için Yaptığı İcat Ne?
Bu icat ne işe yarıyor?
Dağdeviren’in bir diğer icadı, Parkinson hastalarının beyinlerine doğrudan ilaç ulaştırmayı hedefleyen özel bir iğne. Koordinasyon bozukluklarını azaltmayı amaçlayan bu cihaz, teknolojinin insan yaşamını nasıl doğrudan etkileyebileceğini gösteriyor. Bugünlerde ise ekibiyle birlikte “elektronik sütyen” üzerinde çalışıyor. Meme kanserinden hayatını kaybeden teyzesinin anısına, erken teşhis için geliştirilen bu cihaz, uzun vadeli veri toplayarak kişiye özel tedavileri mümkün kılmayı hedefliyor.
Şuan elimizdeki en modern teknolojilerden biri yapay zekâ – dolayısıyla yapay zekâ okuryazarlığı gün geçtikçe önem kazanıyor. Sınıflarınızı bu dönüşüme hazırlamak için öğretmenlere özel yapay zekâ araçlarını keşfedin.
Bilim ve Sanat Olmadan Gelişim Olur mu?
Gençleri ilham veren örneklerle nasıl bilimle tanıştırabiliriz?
Canan Dağdeviren, Türkiye’den çıkmış en ilham verici bilim insanlarından biri. Ancak onun gibi isimlerin çoğalması, yalnızca bireysel başarılarla değil; sistemli bir şekilde eğitim teknolojileri (edtech), STEM, sanat ve bilimin desteklenmesiyle mümkün olabilir.
“Bilimin ve sanatın konuşulmadığı bir ülkenin gelişebileceğine inanmıyorum. O nedenle genç arkadaşların ve çocukların bilime merakını uyandırmak çok önemli. Bu noktada anne ve babalara çok görev düşüyor. Bilimin olduğu ülkede hem mutluluk oluyor, hem gelişim oluyor. Ben de bir şekilde bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum, yaptığım çalışmalar ve verdiğim konuşmalarla birlikte. ‘Başımıza icat çıkarmayın’ sözü gereksiz bir söz. İnsanlar kendine güvenmeli. Bence herkes her şeyi yapabilir. Yeter ki istesinler.”
Sınıfınızda Canan Dağdeviren Gibi Bilim İnsanlarını Yetiştirmek Mümkün mü?
Eğitimde dönüşüm yaratmak için bugün ne yapabilirsiniz?
Canan Dağdeviren’in hikâyesi, bilimin sadece laboratuvarlarda değil; evde, okulda, sınıfta, yaşamın her alanında var olduğunu gösteriyor. Siz de kendi öğrencilerinize bu tutkuyu aşılamak istiyorsanız, onları sadece bilgili değil; merak eden, araştıran, üreten bireyler olarak yetiştirmeniz gerekir.
